Anoreksiya Nervoza

Anoreksiya Nervoza (AN) , tanı kitaplarında yeme bozuklukları altında yer alan ve vücut ağırlığınınanormal derecede düşmesine rağmen bireyin, yoğun kilo alma korkusu yaşaması sonucu çarpık kilo algısıyla karakterize bir beslenme bozukluğu tipidir. Anoreksik kişiler kendi vücut ağırlıkları ve yedikleri besinlere karşı bir çeşit obsesyon (takıntılı düşünce) geliştirmişlerdir ve bu bir psikolojik hastalıktır. Daha çok ergenlik döneminde başladığı ve yaşın ilerlemesiyle birlikte şiddetini arttırmaktadır. Kadın ve erkekte eşit oranda görülse bile kadınlarda erkeklere oranla daha sıklıkla görülmeye başlanmıştır. Yemek yemeyi reddetme, aşırı zayıf olma isteği, aşırı zayıf olsa bile daha da zayıf olma isteği yani beden algısında bozulma ve kendisini her zaman olduğundan şişman olarak hissetme mevcuttur. Kişi yemek yemeyi reddettiği için 20-30 kilolara kadar düşebilir. Bu durumda hastane yatışı gerçekleşmezse, kişinin kas yapısı bozulduğu, sinirleri zayıfladığı ve organları fonksiyonlarını yitirdiği için ölümle sonuçlanabilir. AN nedenleri aslında bildiğimiz nedenler psikodinamik olarak açıklamak gerekirse, en çok kadın olmayı reddetme, toplumun üzerimize yapıştırdığı cinsiyet ile alakalı etiketler, bazı temel inançlar, yemek yediği için suçlanma, aşağılanma, cezalandırılma, kendi kontrol alanını oluşturmak isteme gibi nedenler görülmektedir.

Özellikle baskıcı bir ailede baskın anne baba figürü ile büyümüş çocuklar ergenlikten itibaren yemekyeme yada yememe kontrolünü kendisi yaparak bir baş kaldırış ve kendi bedeniyle ailesinden intikamalma duygusu yani bir iyi hissetme ve kendini gerçekleştirme isteği diyebiliriz. Anoreksiya ile ilgili günümüzde en can alıcı nokta ise gelişen teknoloji ve basın organlarının, sosyal medyanın fazlaca ulaşılabilir olması ile birlikte yeni oluşan güzellik algısı ve bir dönem çokça duyduğumuz özellikle kadınlarda sıfır beden olma modasıdır. O dönemden sonra anoreksiya vakalarında belli oranda artış görülmüştür. Zayıflığın güzellikle eşleştirilmesi sonucu özellikle genç kadınlarda daha güzel olmak için daha zayıf gözükme isteği oluşmaktadır. Tedavisi sürecinde ailelerin payı çok büyüktür. Tedavi süreci içinde aileler de sürece fazlaca dahil edilmelidir. Öncelikli hedef kilo alımının başlaması olmalıdır. Tedavisi ihmal edilmemelidir ve hastane yatışı gerçekleşmiş olsa da olmasa da muhakkak yoğun bir psikoterapi süreci başlatılmalıdır. Terapi sürecinde tıpkı yeme bozukluklarında olduğu gibi işlevsiz ve sağlıksız olan düşüncelerin sağlıklı ve işlevsel olan düşünceler ile yer değiştirmesi ve devamında ise temelde yatan nedenler araştırılarak süreç devam ettirilmelidir. Beklenen vücut kitle endeksine ulaşıldıktan sonra ise psikolojik tedavi devam etmelidir ve artık amaç kişinin kendisi ve bedeniyle barışmasını sağlamak temel hedeftir. Anoreksiya Nervozanın psikolojik tedavisi için bilişsel davranışçı terapi başta olmak üzere bir ok çeşitli yöntem ve teknikler uygulanabilir.