Bağlanmanın İlişki Dinamiğine Etkisi

Bağlanma ve aidiyet ihtiyacı insanlığın en temel ihtiyaçlarından biridir. Bir kişiye karşı olabileceği gibi bir yere, bir nesneye veya bir duyguya karşıda bu ihtiyaç içerisinde olabilir insan.Bir yere ait olduğumuzu düşündüğümüzde güvende hissederiz veya tam tersi olduğunu varsayarsak kendimizi değersiz ve dışlanmış hissederiz. Her iki durumda da hissedilen güçlü duygulardır. Peki bu duyguların insana getirileri nelerdir?

Bir yere ait olamamanın getirisi olarak gelen değersizlik hissi kişiye düşük özgüven verebilir, olumsuz duygulara eğilim içerisine sokabilir. Kendilerini mutlu bir tablo içerisinde görmekte zorlanabilirler. Karşılarına bunu yapmaya çalışan bir kişi çıktığında ise kendilerini buna layık görmedikleri için bağlanmaktan kaçabilirler.Teoriye göre 3 çeşit bağlanma çeşidi vardır.Bunlar; güvenli, kaygılı ve kaçıngan olarak sınıflandırılabilir.

Güvenli bağlanma aslında olması gereken sağlıklı bir bağlanma çeşididir. Kişinin kendini olumlu duygulara açması ve buna değer görmesidir.Kaygılı bağlanma da ise ana temada şüpheyle yaklaşma vardır.Bu yüzden ilişkilerinde kendilerini güvende hissedemezler.Bu güvensizlik yüzünden sürekli aldatılacaklarına veya terk edileceklerine karşı derin bir korku hissederler.Kaçıngan bağlanma da ise kişi bağlanmaktan kaçar. İlişki kurmak isteseler bile nasıl yapılacağına dair bir deneyimleri olmadığı için geri çekilebilirler. Bir bağlanma hissettikleri anda panikleyip duygusal ilişkileri bitirmeye yönelebilirler.

İlişkilerde eğer karşılıklı güven yoksa bu bizi bir ilişkide tutmayı zorlaştırır.Bağlanma ile ilgili problemlerin giderilmesi sevgi ve ilginin karşılanmasına bağlıdır. Sonuç olarak iyileşmek için gereken en temel şey her daim sevgidir.