BOŞANMANIN ÇOCUKLARIN BENLİK SAYGISI ÜZERİNE ETKİSİ BENLİK SAYGISI
BOŞANMANIN ÇOCUKLARIN BENLİK SAYGISI ÜZERİNE ETKİSİ
BENLİK SAYGISI
■ Bir kimsenin öz varlığı, kişiliği, onu kendisi yapan şey, kendilik, şahsiyet(TDK). Benlik saygısı (self-esteem) en genel anlamıyla, bireyin kendini değerlendirmesi sonucu,ulaştığı olumlu ya da olumsuz duygu durumudur.Kişinin kendisini benimseyip değer vermesi, kendisine güven ve saygı duyması, kişinin kendini değerlendirmesi sonucunda ulaştığı benlik kavramını onaylamasından doğan beğeni durumudur . Rohner (2005) özsaygıyı, “kişinin kendi değeri ve ederi hakkında yaptığı genel duygusal değerlendirme” olarak kabul eder.
■ Kızgın (2008), benlik saygısını, “Kendini olduğundan aşağı ya da olduğundan üstün görmeksizin kendinden memnun olma durumudur.” şeklinde ifade eder.
■ Harter (1993)‟a göre benlik saygısı, bireyin kendisini ne ölçüde sevdiği, kabul ettiği ve kendisine ne ölçüde saygı duyduğuyla alakalıdır.
■ Coopersmith (1967), benlik saygısını kişiliğin önemli bir boyutu ve olumlu bir kişilik özelliği olarak kabul eder ve “bireyin yetenekli, önemli, başarılı ve değerli olarak algılanma derecesi” şeklinde tanımlar.
■ Psikanalitik kurama göre benlik saygısı;
■ Süperego gelişimi ile ilişkilidir. Süperego geliştikçe içerden düzenleme görevini üstlenir. Kendisinden memnun olmanın yolu diğer kişiler tarafından sevilmek değil doğru olanı seçmek ve yapmaktır.
■ Alfred Adler’e göre benlik saygısı; Aşağılık duygusundan üstünlük duygusuna geçişle açıklanır. Ona göre benlik saygısının gelişiminde, organ eksikliği, çeşitli hastalıklar, aile içindeki durum ve doğum sırası, sosyal ilişkilerde reddedilme gibi olaylar etkili olup, benlik saygısında oynamalara yol açmaktadır.
■ Sullivan (1953), özsaygının oluşumunu kişilerarası ilişkiler belirlemektedir. Bireyler özsaygısını kaybetmemek için kendisini devamlı diğer insanlara karşı korumalıdır. Özsaygı yitirilirse kişi endişe duyacaktır. Bu durum azaltıldığında birey yüksek bir özsaygı düzeyine ulaşmaktadır.
■ Erik Erikson benlik saygısını, gelişim dönemlerinin bir parçası olan «temel güvene karşı güvensizlik» ile açıklar. Bu dönemde çocuğun kazandığı içsel aynılık ve süreklilik duygusu benlik saygısının oluşumunda etkili olmaktadır. Daha sonraki dönemlerde de bireyin, kendi üzerinde kontrol kurduğunun fark edilmesi benlik saygısının artmasında etkili olmaktadır. Daha erken dönemlerde benlik saygısının ortaya çıkmasını sağlayan içsel aynılık ve süreklilik duygusu ergenlik döneminde yerini başkaları tarafından yapılan değerlendirmelerin aynılık ve sürekliliği ile uyuşması sonucunda benlik kimliği (ego identity) duygusunun gelişimine bırakmaktadır.
Carl Rogers kişilik kuramında benlik ile ideal benliğin uyumundan söz eder. Bireyin nasıl bir insan olmak istediği yolundaki düşünceleri ideal benliği oluşturmaktadır. Gerçek benlik ideal benliğe ne kadar yakınsa birey o kadar kendini gerçekleşmiş ve mutlu olur. Bu iki benlik arasındaki ilişki bireyin kişiliğinin oluşmasında rol oynamaktadır. Ona göre kişiler önce kendilerini gerçek benliklerine, daha sonra da olmak istedikleri ideal benliklerine göre değerlendirmektedir. Bu ikisi arasındaki ilişki ideal benlik farklılığını göstermektedir ki, farklılık büyük ise düşük benlik saygısı ortaya çıkmaktadır.
BENLİK SAYGISINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Aile içi iletişim ve karşılıklı sevgi çocuğun benlik saygısı gelişimi açısından çok önemlidir. Anne ve babanın birbirine nasıl davrandığı, anne ve babanın çocuklarına nasıl davrandığı aile içindeki çocukların gelişimleriyle yakından ilişkilidir.
ANNE BABA TUTUMLARI
■ A) BASKICI-OTORİTER TUTUM
Bu tutumla yetiştirilen çocuklar bir çok anlamda kısıtlanmaktadır. Ebeveynler çocuk hakkında doğru bulduklarını ona kabul ettirmekte ve yaptırmakta ısrarcıdırlar. Davranışları sık sık cezalandırırlar ve çocukların hayatına bazı kısıtlamalar getirirler. Çocuklar, aileleri tarafından çizilen sınırların dışına çıkamaz ve yeni deneyimler yaşayamazlar. Duygusal bağ kurulmadan, onlardan sadece söyleneni ve isteneni yapma beklentileri vardır. Ailelerin onaylamadığı duygu ve düşüncelerin gerçekleşmesi mümkün değildir. Şimdi ve gelecekle ilgili kararları en iyi aile bilebilir. Böyle ailelerde büyüyen çocuklar attıkları her adıma dikkat etmekte, hata yapmaktan korkmakta ve eleştirilmekten çekinmektedir. Dolayısıyla bu tutumla yetiştirilen çocuklarda güvensizlik, sağlıklı ilişkiler kuramama, anne babaya karşı sevgi besleyememe, yersiz korku ve kaygılar gibi özelliklere rastlanabilmektedir.
■ B) KORUYUCU-İSTEKÇİ TUTUM
Anne babaların çocuklarına karşı aşırı korumacı davranırlar ve fazla kontrolcüdürler. Çocuklarından hiçbir karşılık beklemeden ciddi fedâkârlıklar yaparlar. Bu çocuklar duygusal anlamda kolay yıpranırlar. Problemlerini hep ailesi çözdüğü ya da problem oluşturacak adımları engelledikleri için çocuklar tek başlarına sorun çözme yetisine sahip olmayarak destek beklerler. Bu tutuma sahip annelerde; yemekte tüm tabağı bitirmede ısrarcılık, geceleri sürekli uyanıp çocuğun üstünü örtme, sorumluluk vermeme, okula ait sorumlulukları onların yerine yapma, gözünün önünden ayırmama, fiziksel zarar gelmemesi için hareketlerini kısıtlama gibi davranışlar gözlenmektedir. Bu tutumla yetişen çocuklar bağımlı, inatçı, mutsuz, karar veremeyen, sorun çözme becerisi gelişmeyen ve sorumluluk alamayan bireyler olarak topluma kazandırılır.
■ C)DEMOKRATİK TUTUM
Bu tutuma sahip ebeveynler çocuklarını destekleyen ama sınır koymayı da ihmal etmeyen bireylerdir. Aile içinde iletişim kanalları açıktır. Görüşlerini dile getiren ebeveynler çocukları da dinlemeyi ve fikirlerini almayı önemserler. Ev içinde kurallar açıkça belirtilmiş ve sınırlar çizilmiştir. Çocuğun duygu ve düşüncesini rahatça ifade edebileceği bir ortam sunulmuştur. Sözel iletişim kadar sözel olmayan iletişim de önemlidir. Ona koşulsuz ve gerçek bir sevgi ile yaklaşırlar. Ev ile ilgili bir karar alınırken çocuktan da fikir alırlar böylece ona dolaylı yoldan sorumluluk yüklerler. Çocuklar hangi davranışın sonucunda hangi tepkiyi alacağını bilirler. Bir durum karşısında anne babadan alacağı tepkiler aynıdır. Çocuğa bir konuda açıklama yapılırken neden ve sonucu anlatmayı seçtikleri için çocuğun anlamlandırması ve davranışa dökmesi daha hızlı olur.
EBEVEYN TUTUMLARININ ERGENLERDE BENLİK SAYGISINA ETKİSİ
Yapılan bir araştırmada; Baskıcı otoriter anne baba tutumu arttıkça benlik saygısının düştüğü, ebeveynlerin baskıcı otoriter tutum özelliklerinden uzaklaştıkça benlik saygısının arttığı görülmüştür.
Koruyucu-istekçi tutum sergileyen ebeveynlerin çocuklarında benlik saygısının olumsuz etkilendiği koruyucu tutum arttıkça benlik saygısının düşüş gösterdiği sonucuna varılmıştır.
Demokratik anne baba tutumunun sergilendiği ailede yetişen çocuklarda benlik sayısının arttığı gözlemlenmiştir. Bu tutumla yetişen ergenlerin kendisine saygı duyan, kendisiyle barışık, hatalarını kabul edebilen kişiler olması beklenmektedir.
BENLİK SAYGISI VE BOŞANMA
Ergenlerin benlik saygısını olumlu ya da olumsuz etkileyen değişkenler üzerinde yapılmış olan araştırmalardan; ebeveynlerinin boşanmasının, ergenin benlik saygısı düzeyi üzerinde negatif etkiye sahip olduğu bilgisine ulaşılmaktadır .
Aile birliğinin sürdüğü aile ortamına sahip çocuklara göre aile birliğinin sürmediği aile ortamında çocuklar okulda, arkadaşlarıyla olan ilişkilerinde, benlik saygısı düzeyinde ve aileleriyle daha fazla sorun yaşamaktadırlar .
Çocuklar, ebeveynlerinin boşanma sebebi olarak kendilerini suçlama eğiliminde olabilirler. Kendilerine atfettikleri bu değersizlik hissi de benlik saygısını olumsuz etkilemektedir.
Türkiye Ergen Profili Araştırması’ndan elde edilen bulgularda, yalnızca bir ebeveyne sahip veya parçalanmış aileye sahip ergenlerin aileleri ile arasının açılma oranı yüksek çıkmıştır. Benlik saygısı ile aile ilişkileri arasında anlamlı bir ilişkinin varlığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla benlik saygısı düşük olan ergenlerin aile bireyleri ile ilişkilerinin iyi olmadığı sonucuna varılmıştır.
Boşanma gerçekleştikten sonra çocukların ebeveynleri ile ilişkileri olumsuz etkilenebilmektedir. Anne ile yaşayan çocuklar, babadan yeterince sevgi alamadığında ve ilgisiz kaldığında çocuklarda güvensizlik ve terk edilmiş hissi oluşarak benlik saygısını kaybedecektir.
BOŞANMANIN ÇOCUKLARIN BENLİK SAYGISI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
Bugüne kadar yapılan araştırmaların sonucu gösteriyor ki;Ebeveynleri boşanmış olan ergenlerin benlik saygısı düzeyi, ebeveynleri boşanmamış olan ergenlerin benlik saygısı düzeyinden daha düşüktür.
Sönmez(2001,85)’in ebeveynleri boşanmış ve boşanmamış olan lise öğrencileri ile yaptığı çalışmada da ebeveynleri boşanmış olan ergenlerin benlik imgelerinin ebeveynleri boşanmamış olan ergenlerin benlik imgelerinden daha düşük olduğu ortaya çıkmıştır.
Altuntaş(2012,146)’ın ebeveynleri boşanmış ve boşanmamış lise öğrencileri ile yapmış olduğu çalışmada boşanma ile ergenlerin benlik saygısı arasında anlamlı bir ilişki olduğu ortaya çıkmıştır. Boşanmış ebeveyne sahip ergenlerin benlik saygısı düzeyinin daha düşük olduğu saptanmıştır.
Sancaklı (2014, 99)’nın çocukların boşanma sürecine ilişkin yaşantıları ile ilgili yapmış olduğu nitel çalışmada, çocukların görüşme sırasında utandıkları ve soruları cevaplamaktan çekindikleri bulguları elde edilmiştir. Buna göre çocukların boşanmanın utanılacak bir durum olduğu, kendilerini bundan sorumlu gördükleri saptanmıştır. Çocukların boşanma yaşantısına ilişkin kendilerini suçlamaları, utanç ve üzüntü gibi duygulara kapılmaları benlik saygısı üzerinde olumsuz etkiye sahiptir.
- Görüntülü1100.00 TL
- Sesli1050.00 TL