Bulimia Nervoza
Bulimia Nervoza (BN) yeme bozuklukları arasında sık rastlanan bir bozukluk türüdür.
Kişinin kendisini kontrol edemez şekilde kontrolü kaybetmiş biçimde aşırı yemek yeme nöbetidir.
Kişi belli zaman aralığı içinde tıkınırcasına yemek yer ve kısa bir süre içinde bu durumun kontrolü dışında olduğunu fark eder.
Bu sırada en önemli ayırt edici nokta ise kontrolü kaybetme kelimesidir.
Bu yeme nöbetlerinin bir diğer özelliği ise arkasından bunun pişmanlığını hissetme ve telafi edici davranışlar yapma zorunluluğu hissetmesidir.
Kişinin kendisini iyi hissetmesini belirleyen en temel şey vücut algısı ve nasıl göründüğü olduğu için, aynı zamanda bu bozuk algı normal kişilere orana çok abartılı olduğundan dolayı son derece tehlikelidir. Kişinin kendine olan güvenini belirleyen temel kavram kilo olmuş demektir.
Bu duruma hastalık diyebilmek için kriterimiz ise en az üç ay boyunca haftada bir sıklıkla tıkınma dediğimiz yeme ataklarının tekrar etmesi gerekmektedir.
Hastalığın şiddetini belirleyen şey ise yeme ataklarından ziyade bu davranışı düzeltmek ve telafi etmek için yapılan davranışların şiddeti ve sıklığıdır.
Gizlilik, utanç ve suçluluk durumu vardır ve anoreksiyadan farkı gözle görülerek fark edilmemesidir. Genellikle kişi boyuna göre normal kilo aralıklarında olur ve çok dikkat etmedikçe bulimik kişiler kendilerini eve vermez. Bu durum bulimia nervozayı anoreksiya nervozadan ayıran temel özelliklerden biridir. Anoreksiyada kişi hızlıca kilo kaybı yaşar burada kilo kaybı yoktur.
Sadece kadınlarda değil erkeklerde de görülmektedir. Erkeklerde aşırı kaslanma, sürekli ağır diyet ya da kas yapmak için sürekli takviye kullanmak gibi fark edilebilir. En çok ergenler de görülmektedir. Bu bir bozukluktur ve kişi tedaviye gelmeden önce ortalama 5 yıl boyunca yediklerini kusarak geçirmiş olabiliyor. Dolayısıyla kişinin kendisi rahatsız olmayıncaya kadar fark etmek ve müdahale etmek zordur.
Görülme sıklığı %1-2 olabilir. Özellikle batı toplumlarında erkeklere oranla kadınlarda çok daha fazla görülmektedir. Risk faktörü çok faktörlüdür. Bu hastaların birinci derece akrabalarında da yeme bozukluğu olduğu görülmüştür. Bu da bize bu hastalığın genetik yapısı olduğuna işaret eder. Bunun dışında mükemmeliyetçi kişilik yapısı, baskıcı tutumda bir aile yapısı, güzellik algısı, zayıf olma baskısı, ihmal, istismar, dürtüsellik ve özellikle çok katı diyet programları önemli risk faktörleridir. Kişi kendisini o kadar aç bırakmıştır ki ardından çok yoğun bir yeme atağı oluşur. Ne yediğinin önemi olmadan kişi bulduğu tüm yiyecekleri tıkınır. Daha sonrasında şiddetli tiksinme duygusu ve kendinden nefret ortaya çıkar. Bu kısır döngüye dönüşür. Tekrar diyet, tekrar tıkınma, tekrar ve tekrar.
Bulimik kişilerde bir başka psikolojik hastalık görülme riski ise %90 oranlarındadır. Yani hemen hemen hepsinde eşlik eden bir başka psikolojik hastalık vardır diyebiliriz. Bu kişilerin yarısında intihar düşünceleri ve girişimi olmaktadır bu nedenle tedavi planı oldukça önemlidir.
Tedavisinde öncelikli olarak amacın kilo vermek olmadığı bilinmelidir. Bulimia odaklı aile terapisi en etkili tedavidir. En az 6 ay sürmektedir. Aile ile iyi bir ilişki kurup iş birlikçi bir biçimde çalışıp bir psikoeğitim süreci başlatılmalıdır.Bilişsel davranışçı terapi teknikleri ile çalışılabilir.Tedavisinde sabır ve istikrar önemlidir.
- Görüntülü1100.00 TL
- Sesli1050.00 TL