Erteleme Alışkanlığı
Zaman zaman, hepimiz bazı işlerimizi veya planlarımızı erteleriz. Bazen yeterli motivasyonumuz yoktur, bazen doğru zaman değildir, bazense koşullar elverişli olmayabilir. Bir süre için o planları rafa kaldırırız ve hayatımıza kaldığımız yerden devam ederiz. Ancak, ne zaman ki işleri geciktirmek kronik bir hale gelirse, hayatımızın çoğu alanında etkili olursa ve gündelik hayatımızı çok etkilerse burada erteleme davranışı sorunlu bir hale gelmektedir.
Bu erteleme davranışları, gündelik hayatınızdaki küçük bir eylem gerektiren durumdan gelecekle ilgili büyük planlara kadar etkili olabilir. Bir öğrencinin ödevini geciktirmesi, bir çalışanın hazırlaması gereken proje üstünde çalışmayı ertelemesi, evi temizlemek, doktora gitmek, uzun zamandır görüşmediği bir arkadaşla görüşmek, spora başlamak, sigarayı bırakmak, kariyerle ilgili kararları ertelemeye örnek olarak düşünebiliriz. Bu gibi durumlar (herkesin kendi hayatında aldığı kararlar veya sorumlulukları farklıdır) hayatımızda çok sık olmaya başlamışsa, zarar verici tarafları artmaya başlamışsa ve bizi mutsuz ediyorsa bir yerden sonra dikkat etmemiz gerekir. Bu geciktirme davranışlarının altında yatan sebepleri bulmak oldukça mühimdir. Genel olarak baktığımızda, kaygılarımız, başarısızlık korkumuz ve mükemmeliyetçi tarafımız bu gibi durumlarda büyük rol oynar. Onun dışında, yetiştirilme tarzımızın ve mizacımızın da etken olduğunu görebiliriz. İleri boyutundaysa ise depresyon ihtimalini değerlendirmek de gereklidir.
Kişinin mükemmeliyetçi tarafı baskın ise; “Bir işi tümüyle mükemmel yapamazsam, hiç yapmayayım daha iyi.” , “Yaptığım işte sönük kalabilirim, başarılı olamayabilirim.” gibi inançlara sahip olabilir. Özellikle yapılacak olan işin (ör; proje sunumu) gerçekleştirilme tarihi uzunsa ilham gelmesi için beklenmesi oldukça sık görülen bir davranıştır. Kısa vadede bu geciktirme ve odağı değiştirme kişiye iyi gelse de uzun vadede sorunlara yol açabilmektedir.
Durumlara ve olaylara karşı karamsar bakış açısına sahip kişilerde de erteleme davranışı görülebilmektedir. “O davete/buluşmaya gidersem nasılsa kötü geçecek, keyif alamayacağım, başka zaman giderim” , “Spora başlasam da bir işe yaramaz ki”, “Ne yapsam bana fayda etmez.” gibi olumsuz düşünceler de eylemi gerçekleştirmeye engel olmaktadırlar. Bu tarz düşünce yapılarına çok dikkat etmek gerekir çünkü kişiyi erteleme döngüsüne sokabilir. Kendinden ve hayattan tatmin olma duygusunu oldukça düşürebilir. Bir iş için enerjisinin olmadığını veya keyfinin olmadığını düşünmek, o işi yapsa da kendisine olumlu bir geri dönüşü olmayacağına inanmak daha sıkkın hissetmeye, suçluluk duygularına, değersiz hissetmeye ve düşük özgüvene sebep olabilir. Bu duyguların da etkisiyle çevreden daha çok izole olmaya, üretkenliğin azalmasına, zevk veren aktivitelerden uzaklaşmaya başlanabilir. Düşünceler, duygular ve davranışlar birbirini etkilediği için de bu kısır döngüden çıkmak iyice zorlaşır. Kişi bu döngünün içindeyken de olumsuz düşüncelerin gerçekten geçerli olduğuna ikna olmuş olur.
Erteleme davranışları çok geniş bir yelpazede oldukları için her bir durumu özel olarak ele almak ve ona göre müdahalelerde bulunmak gerekebilir. Ama genel olarak neler yapılabileceğine de dair birkaç şeyden bahsedebiliriz. Öncelikli olarak ertelemeyi fark etmek ve nedenini saptamak gereklidir. Yukarıda da bahsettiğim gibi; başarısızlık korkusundan, mükemmeliyetçi yapıdan, karamsar bakış açısından, motivasyon düşüklüğünden, çarpıtılmış düşünce kalıplarından ve daha bir çok nedenden ötürü bu davranışı gösteriyor olabiliriz. Bunu bulmak için de kendimize bir takım sorular sorabiliriz: “En çok neleri erteliyorum? Neden erteliyorum? Hangi koşullarda erteliyorum? Neyi yapmayı istemiyorum? Neden istemiyorum?”
İkinci olarak, erteleme davranışının bize getirilerini ve götürülerini listeleyebiliriz. Bize iyi gelen taraflarını ve bedellerini görmek faydalı olabilir. Genelde, getirilerin kısa vadede yararlı ancak uzun vadede daha olumsuz ve zorlayıcı sonuçlara yol açtığını görürüz.
Üçüncü olarak ise, yapılacak işi bir kerede tamamen bitirmek yerine küçük adımlara bölmek yardımcı olabilir. Kendi kapasitemizi, isteğimizi ve bir işe verimli şekilde odaklanma süremizi en iyi kendimiz biliriz o yüzden bu durumda kendimizi tanımak önemlidir. Bir işe başlamadan önce ne kadar süre ayıracağınıza karar verip o süre tamamlandığında işi bırakıp zevk alabileceğiniz bir şey yapabilirsiniz. Sonrasında, tekrar o işe kaldığınız yerden devam edebilirsiniz veya geri kalan kısmı ertesi gün için yine benzer planı uygulayarak devam ettirebilirsiniz.
Burada önemli olan nokta, sürekli hale gelen ve hayatımızı etkileyen bir durum haline geldiğinde bu davranışa müdahale etmektir. Çünkü önceden bahsettiğim nedenler dışında en büyük zararlarından biri de kendimize karşı öfkelenmemize ve kendimizi cezalandırmaya kadar gidebilecek bir sürece neden olabilmesidir. Bu süreç de ertelemeyi daha fazla sıklaştırabilir. Erteleme davranışını değiştirmeye başlamak için kişinin kendi sınırlarını bilmesi, ihtiyaçlarının farkında olması ve gerçekçi beklentilerle, küçük adımlarla bir ucundan istemeyerek de olsa başlaması en temel unsurlardır.
- Görüntülü1100.00 TL
- Sesli1050.00 TL