Evliliğinizin Bittiğini Nasıl Anlarsınız?

Bazen bireyler bir ilişkiyi bitirmek ya da başlatmak için mutlaka birilerinin fikrine ve yönlendirmesine ihtiyaç duyar. Ancak hiçbir uzman bir evliliğin bitmesi ya da devam etmesi konusunda karar vermez. Terapi sürecinde kişiye aslında ilişkisinin farklı açılardan ele alınması ile birlikte bu farkındalığa ulaştırılması amaçlanır ve böylece kişi yine kendi kararını kendisi vermiş olur. Fakat bir evliliğin aslında çoktan bitmiş olduğunu gösteren işaretler elbette vardır. Peki, bu işaretler nelerdir?

Bir evlilik zaten temelde duygu üzerine kurulmuştur ve eğer siz hala eşinize karşı bir duygu besliyorsanız yani kocanızı/karınızı sevdiğinizi hissediyorsanız bu evlilik için hala umut var demektir. Özellikle çift terapilerinde evliliklerini kurtarmak üzere başvurmuş çiftlerime sorduğum ilk soru ‘duygunuz var mı?’ sorusudur. Dolayısıyla yanıt hayır ise zaten konuşulacak pek bir şey kalmamış demektir. Eğer gelen yanıt evet ise o zaman bu evliliğin kurtarılabilir bir yanı var mı düşünülebilir.
Elbette bu ’duygu’ dediğimiz şey sadece eşiniz iyi bir insan olduğu için, çocuklarınıza iyi annelik/babalık yaptığı için, ona bir vefa borcunuz olduğunu düşündüğünüz için, bir akrabanız olduğu için ve akrabalık bağlarının bozulmaması gerektiği için değil ‘özel sevgi’ yani romantik bir bağınız olduğu için olmalıdır. Bir karı koca sevgisi mutlaka o evlilikte hissedilmelidir.

Saygı bir insanın hayat boyu tüm ilişkilerinde ihtiyacı olan bir noktadır. İnsanlar bize saygı duymadığında biz insanların bize duyduğu sevgiyi de önemsemeyiz. Kaldı ki bir kişi genellikle saygı duyamadığı bir insana romantik duygu besleme eğiliminde de olmaz. Bu nedenle evlilikte önemli noktalardan ikincisi ise ‘saygı’ dır.  Eğer evlilikte saygı bitmiş ise o evliliğin yürüme ihtimali çok düşüktür. Saygı duymadığınız kişi ile cinsellik, aynı evde yaşamak, yemek yemek veya herhangi bir aktivite yapmak çok zordur ve bu evlilik zamanla çekilmez bir hal alabilir yani iki taraf için de işkenceye dönüşebilir.
 

Sadakat duygusu yitirilmiş ise yani artık kişiler kendisini eşine eskisi gibi bağlı hissetmiyorsa, başkalarına duygusal kayma, başkalarıyla cinsel fanteziler kurma, başkalarıyla paylaşım yapma eğilimi oluşmaya başladıysa artık ilişkide bitme sinyalleri alınıyor diyebiliriz.

İlişki demek aynı zamanda iletişim demektir. Siz ve eşiniz artık  aynı evi paylaşan ve sadece kendi sorumluluklarını bir görev gibi yerine getiren iki ev arkadaşına ya da iki yabancıya dönüşmüşseniz bu da evliliğinizin bittiğine işaret olabilir. Eğer evliliğinizde iletişim yani sohbet yoksa herhangi bir bilgi, duygu, cinsel alışverişiniz yoksa bu ilişki aslında yok demektir.

Evliliğinizde kimlik kaybı yaşandığını hissedebilirsiniz. Hayattan keyif alamaz hale gelmiş olabilir yani siz ,siz olmaktan çıkmış olabilirsiniz. Bütün ruhsal, fiziksel dengeniz bozulmuş olabilir. Hatta belki de psikolojik tedaviye başlamış olabilirsiniz ve yine de bu evlilik devam ediyor ve hiçbir şey değişmemiş ise o zaman tekrar evlilik mutlaka gözden geçirilmelidir.

En önemlisi ise; her kişinin evliliği devam ettirme ya da bitirme gerekçesi kendine hastır ve bu gerekçe kimsenin kafasına yatmak zorunda değildir. Önemli olan sizin evliliğin içinde ne yaşadığınız ve ne hissettiğinizdir. Tüm bu saydığım sorunların yaşanmasına rağmen sizi evliliğin içinde tutan bazı şeyler olabilir. Sizin de bir çok kişi gibi sadece çocuklar için devam ettirdiğiniz bir evliliğiniz olabilir. O zaman sağlıksız bir evliliğin içinde sağlıklı çocuk yetiştirmek ne kadar mümkün olacak onu sorgulamanızı önerebilirim. Unutmayın, bir çocuğun sadece karnının doyması ve konforunun yerinde olması o çocuğu sağlıklı kılmaz.

Evlilikteki ana dinamikler bellidir. Sevgi, saygı, sadakat, sohbet bunlardan sadece bazılarıdır. Fakat evliliği bitirmek ya da devam ettirmeye karar verecek olan yalnızca sizsiniz. Öncelikle önerim boşanmak üzerine değil mutlaka kurtarmak üzerine çalışılmalıdır. Eğer siz de benzer sorunlar yaşıyorsanız ve evliliğiniz ile alakalı soru işaretlerine sahipsenizevliliği kurtarmak adına önce elinizden gelen bireysel çabayı göstermeli ve  kararınızı daha sonra vermelisiniz.