Hayal Kırıklığı Yaratan İlişkiler
Her ilişki ilk zamanlarda kusursuz olma potansiyeli taşır. İlişkiye başlama arzusunun en derinde yatan sebebi; sevilme ve değer görme ihtiyacıdır. Bu ihtiyaçlar ilişkinin başlangıcında tatmin edici düzeyde olur. Desteklemek ve paylaşmak çiftleri geliştirir, birbirlerine yakınlaştırır. Elbette bütün bunlar karşılıklı olduğunda bir anlam kazanır.
Çoğu zaman insanları birbirlerine yakınlaştıran şey farklı olmalarıdır. Bu farklılıklar ilişkinin başlangıcında oldukça çekici gelmektedir. Mutlaka duymuşsunuzdur. “Zıt kutuplar birbirini çeker” aslında bilinmeyen ya da farklılık gösteren özellikler dikkat çeker ve ilginizi canlı tutar. Böylece ilişkiye başlarken yoğun duygular içinde olmaya devam edersiniz. Üstelik beyinde ödül ve zevk duygusu oluşturan dopamin salgısı da daha iyi hissetmenize neden olur.
Zamanla ilişki içerisinde çekici gelen bu farklılıklar, sorun teşkil etmeye başlar. Sorunlar çoğaldıkça çiftler arasındaki farklılıklar cazibesini kaybetmeye devam eder. İhtiyaçların karşılanmadığı düşüncesi çoğalır. “Sen böyle değildin, çok değiştin” cümleleri sıklıkla kullanılır. Aslında gerçek hep böyledir. Aşkın yarattığı o hoş duygu geri çekildiğinde partnerin kendisini görmeye başlarsınız. Gerçekte kiminle birlikte olduğunuzu daha objektif bir gözle incelersiniz.
İlişkiye başlarken partnerini idealize eden kişiler genellikle onların potansiyellerine âşık olma eğilimi gösterirler. “Sevgisini gösteremiyor, aslında zor bir çocukluk geçirdiği için ben biliyorum” şeklindeki düşünceler aslında partnerin size uygun gelmeyen davranışlarının mutlaka değişeceği, düzelebileceği inancına verilecek güzel bir örnek olacaktır. Fakat değişim ancak o kişiye bağlıdır.
Gerçekte kim olduğuna değil, hayalinizdeki kişiye âşık olduğunuzda ve beklentilerinizi karşılamadığında hayal kırıklığı yaratması muhtemeldir.
Sizi bir araya getiren farklılıklarınız, zamanla sıkıntılara yerini bıraktıysa, partnerinizin potansiyeline âşık olmuş olabilir misiniz?
İlişkilerinize birde bu gözle bakın.
Sevgilerle…