“HAYIR” Diyememek Ve İsteklerin İfade Edilememesi
Günlük hayatımızda çeşitli durumlarla karşı karşıya kalırız. Ailemizle, iş ortamında, arkadaş çevresiyle etkileşim içerisindeyken aynı fikirde olduğumuz ya da ortak noktada buluştuğumuz zamanlar hep olmayabiliyor. Bu gibi durumlarda olmak, bazılarımızı çok fazla zorlayabilmektedir. Kişinin kendi isteklerini, görüşlerini ifade etmesi ya da istemediği bir şey için “hayır” diyebilmesi kimisi için olağan bir durumken, kimisi için çok daha farklı bir anlama sahip olabilir. Eğer ki “hayır” kelimesini kullanmak, kişinin huzurunu kaçırıyorsa, vicdanını harekete geçiriyorsa ve korku yaratıyorsa bu kelimeye yüklediği anlamı sorgulamak yararlı olacaktır.
“Eğer hayır dersem ne olur?” sorusunu sorduğumuzda birçok farklı cevap bulabiliriz ama genelde karşılaşılan cevaplardan bir tanesi “Ayıp olur, karşımdaki çok üzülür, kırılır.” Böyle bir düşünce varsa aşırı fedakâr olma yapısından bahsedebiliriz. Diğer bir deyişle, başkalarının istekleri ve ihtiyaçları, kişinin kendi isteklerinden daha önemli ve önceliklidir. Kendi mutluluğu pahasına bunu yapmaya gönüllü olma ihtiyacı vardır. Başkalarını üzebilecek, incitebilecek eylemlerden mümkün olduğunca sakınır ve bencil olma korkusuyla suçluluk duyguları bertaraf edilmeye çalışılır. Başkalarının acısına karşı yüksek seviyede duyarlılığa sahiptirler.
Bir diğer sık karşılaşılan cevap ise, “Karşımdaki çok kızar, daha sonra bunun acısını benden çıkartır, benimle ilişkisini keser.” Buradaki temel inanç da, insanları reddedersem intikam alırlardır. Bununla birlikte, hayır deme sonucu oluşan çatışmaya girmek korkunç çünkü altından kalkamam inancı da görülebilir. Bu korkudan dolayı da kontrolü tamamen karşısındaki kişiye verme tutumu içindedirler. Bu iki cevaba ek olarak, bir de “Herkesi memnun etmeliyim.” düşüncesinden bahsedebiliriz. Çünkü bu sayede çevremdekilerin ilgisini, sevgisini ve kabulünü kazanabilirim inancı da sık görülmektedir. Bu kişilerde, diğerlerinin onayı ve ilgisi çok önemlidir. Kendi itibarlarının diğerinin tepkisine ve tutumuna bağlı olduğu düşüncesi yer almaktadır. Bu sebeple onlara uyum göstermeye odaklanma vardır.
Bu bahsettiğim inançların sebep olduğu bazı dezavantajlar vardır. Kişi kendi isteklerini ve tercihlerini ifade edemediğinden dolayı benlik algısı kaybolabilir. Çünkü onların istekleri bir yerden sonra kişinin istekleri olmuş oluyor. Bu durumun yaşanma sıklığı arttıkça, kişi artık ne istediğini, neye ihtiyaç duyduğunu, nelerden zevk aldığını bile bilemez hale gelebiliyor. Bunun da en büyük risklerinden biri depresyon olabilir. Bunun dışında, istekler bastırıldığından dolayı öfke patlamalarıyla daha sık karşılaşabiliyoruz. Hatta bu yoğun öfke, uygunsuz bir durumda ve yüksek seviyede olabiliyor. İşin bir de fiziksel boyutuna baktığımızda ise; egzama ve ürtiker gibi cilt hastalıklarına sebebiyet verebilir.
Peki, bazılarımız neden “hayır” demekte ve kendi ihtiyaçlarını ifade etmekte daha çok zorlanıyor? Yapılan araştırmalar sonucu, mizacımız bu durumda etken olarak gözükmektedir. Onun dışında, yetiştirildiğimiz aile yapısı da önemli etkenler arasındadır. Kişi çocukken farklı bir fikir sunduğunda aile cezalandırıcı bir tutumla yaklaştıysa, yetişkin olduğunda o kişi çevresindekilere karşı daha boyun eğici bir tavırla yaklaşır ve kendi fikirlerini ifade etmekte zorlanabilir. Ayrıca, çocuğun itaatkâr olması beklenen bir aile ortamı varsa, yine benzer şekilde yetişkinlikte hayır demek çok daha zor olur ve aşırı fedakâr olabilme eğilimi de artmaktadır. Bunlara ek olarak, çocuğun temel gereksinimleri olan sevgi ve ilgi, çocuklara aile tarafından koşullu olarak veriliyorsa önceden bahsettiğim temel inançlar oluşabiliyor (ör; herkesi memnun etmeliyim). Bu ailelerde, ebeveynlerin duygusal ihtiyaç ve isteklerine, çocukların ihtiyaç ve duygularından daha çok değer verilmiştir. Bu sebepten dolayı, çocuklar sevgi ve onay için benliğinin önemli yönlerini baskılamak zorunda kalmış ve sonucunda da hayatını başkalarına göre şekillendiren bir birey haline gelmiştir.
Fikirleri ifade edememek, bir şey istenmediği zaman “hayır” diyememek kişiyi bir yerden sonra çok yoran ve tüketen bir duruma gelir. Tek başınıza başa çıkamadığınız bir hal aldıysa, her zaman destek alabilirsiniz. Terapistinizle birlikte, bu durumla ilgili yaşadığınız düşünceleri, temel inançları, duyguları ve davranışlarınızı çalışıp, artık kendi sözlüğünüze “hayır” kelimesini katabilirsiniz.
Sevgilerle..
- Görüntülü1100.00 TL
- Sesli1050.00 TL