Kaygınızı Yönetin
Kaygı, ayaklarınızın ulaşamadığı yerde yüzerken derinlere bakmaktır. Eğer kıyıdan hiç ayrılmasaydık kaygılanmazdık.Şimdi kaygı ile ilgili ufak bir egzersiz anlatarak başlayacağım.
1-Kaygı ile baş etmenin en iyi yolu onu soyuttan somuta çevirmektir. Kaba sığmaz görüneni bir kaba sığdırmaktır. Şu an geleceğe dönük şiddetli bir kaygınızı somutlaştırın ve sonuca ulaşana kadar cevaplarınıza “... olursa ne olur?” diye sormaya devam edin.
Örneğin, işten çıkarılmaktan şiddetle korkan bir kişinin çalışmasına bakalım.
-İşten çıkarılırsanız ne olur?
+Maddi anlamda sıkıntıya düşerim ve itibarım sarsılır.
-O zaman ne olur?
+İstediğim hayatı aileme ve kendime sunamam. İşsiz olduğum için yetersiz hissederim.
-O zaman ne olur?
+Bu durum evde huzursuzluk çıkarır, çocuklarımın isteklerini karşılayamam.
-O zaman ne olur?
+İşe yaramaz biri olurum ve beni terk ederler.
-O zaman ne olur?
+Düzensiz, bir şey başaramamış bir adam olurum ve çevrem de kalmaz gittikçe dibe giderim.
-O zaman ne olur?
+Başarısız bir adam olarak ölüp giderim. Herkes benim arkamdan böyle konuşur. Çocuklarım benden utanır.
Bu kişi, işten çıkarılırsa başarısız bir adam olarak ölüp gideceğine inanıyor.Hayatı boyunca başka bir iş bulabileceği fikrini reddediyor, eşinin bu yüzden onu terk etmeyeceği seçeneğini reddediyor.Korktuğu, sadece işten çıkarılmak değil. Aslında gerçekdışı bir inanışa sahip ama kaygı bunların gerçek olabileceğine onu inandırmış.
Yukarıdaki örnek gerçek bir örnektir. Baktığımızda diyaloğun sonuna doğru abartılı söylemler olduğunu düşündüyseniz bu kaygı başkasına ait olduğu içindir.Size bu kaygı mantıklı geldiyse buna benzer yüksek kaygıya sahipsinizdir. Aslında orada görmeniz gereken günlük kaygılarınızın ne kadar köklü ama gerçek dışı olduğudur. Aynı çalışmayı kendiniz yaptıktan sonra okumaya devam edin.
2- Düşündüğünüz bu negatif durumun, beş yıl sonra da sizin hayatınıza etkisi var mı? Burada istemsizce beş yıl öylece duracağınızı varsayıyor olabilirsiniz ama beş yıl önceki en büyük sorununuz neydi?
3-Sorunun kaynağı ya da çözümü sizinle mi ilgili? Sizin beklediğiniz bir haber, sizinle ilgili verilecek bir karar varsa diplere dalarak nefesinizi tutmayın. Suyun üstüne çıkın, yüzünüzün kaslarını gevşetin, haberin sizi dipten çıkarmasını beklemeyin. Güzel şeyler olana kadarki süre zarfında nasıl bekleyeceğiniz sizin seçiminiz.Diplerde nefesinizi mi tutacaksınız, yoksa yüzmenin tadını mı çıkaracaksınız?Diplerde olduğunuz her an kaygı ile kendinize negatifi çekiyor, stres hormonları ile vücudunuza zarar veriyor ve beyninizin mantıklı düşünmesini engelliyorsunuz.
3-Günde yarım saatten fazla zamanı kaygı için ayırmayın. “Şu an kaygılarımı düşünüyorum, yarım saatim var. Yarım saat sonra, korktuğum olursa neler yapabileceğimi planlamış olarak kalkacağım.” İnsan zihni kaygının pusundan arındığında çok berraktır. Hızlı ve temiz düşünür.
4-En çaresiz anlarınızı düşünün, hepsi bitmedi mi? Her şey geçmedi mi? Bir şekilde su yolunu bulmadı mı? Yatağınızdan çıkmadan her sabah on dakika sahip olduklarınızı düşünün. Ve de aşıp geldiklerinizi.
5-Hayat ne zaman kolaylaşacak diye beklemek kaygı yaratır. Hayatınızda olan ve başkalarının ulaşmayı sadece hayal edebileceği şeyler yok mu? Hayat bir gün güzel olmayacak. Hayat şu anda güzel. Diplerden çıkınca nefes alacağım diyorsanız diplere kendinizi sizin ittiğinizi bilmeniz gerekir.
Kendini sevmeyi,suyun üstünde mutlu nefes almayı, şarta bağlarsa insan her zaman o şart ayak bileğindeki çapa olur.
- Görüntülü1100.00 TL
- Sesli1050.00 TL