Kıskançlık
Kıskançlık çok temel duygularımızdan biridir. Aslında sonradan edindiğimiz değil, doğduğumuzda iç güdüsel olarak zaten sahip olduğumuz duygularımızdan biridir. Aslında bireyler kıskançlık duygusu ile bebeklikte annesini kıskanarak tanışırlar. Daha sonra çocuklukta kardeş kıskançlığı devreye girer fakat bir süre sonra bu kıskançlık masumiyetini kaybeder ve sağlıksız bir şekle dönüşmeye başlar. Özellikle romantik boyuta taşındığı ve aşırı olduğu zaman ne yazık ki tehlikeli sonuçlara yol açabiliyor. Bu kıskançlık duygusu yüzünden şiddet gösteren, baskı kuran, iş hayatını yok sayan, özgürlüğü yitirilen kişileri görebiliyoruz. Kıskançlık, duyguların en tehlikelilerinden olduğu kadar aldatıcısıdır da.
Halk arasında kıskaçlıkla alakalı olarak yapılan yorumlar arasında ‘seven insan kıskanır’ ya da ‘yerine göre kıskanmak’ gibi kavramlar dile getirilir.
Peki, gerçekten seven mi kıskanır?
Ya da, yerine göre kıskanmak diye bir şey var mıdır?
Seven insan kıskanmaz. Düşük özgüveni olan, kendine güvenmeyen, şüpheci olan kişiler kıskanır. Bu noktada kıskançlığa eşlik eden 3 duyguyu iyi analiz edebilmek önemli. Öfke, korku ve kırgınlık.
Romantik kıskançlıkta bir kişiyi veya ilişkiyi kaybetme korkusu başlıyor. Bireyler, hayatındaki o kişiyi kaybetmekten ya da onu bir başka kişinin elinden almasından, etkilemesinden, kafasını karıştırıp ilgisinin dağılmasından korkuyorlar. Bu duruma karşı korku ve kırgınlık besliyor ve bunun devamında ise her gittiği yerden konum atmasını istemek, fotoğraf ya da video paylaşımı talep etmek, karşı cinsle iletişimin tamamen kesilmesini sağlamak, tüm sosyal medya hesaplarını takip etmek gibi son derece sağlıksız durumlar gerçekleştirebiliyor. Tüm bunların sizin ilişkinizi iyiye götüreceğini zannederken aslında böyle davranarak ‘kendini gerçekleştiren kehanet’ kuramını uygulamış oluyorsunuz. Yani bir süre sonra kaçındığınız ve olmasından çok korktuğunuz bu durumla karşı karşıya kalabilirsiniz. Bunu yönetmek elinizde. Sadece baş edebilmeyi istemek önemli.
Bu noktada kendinize bu güvensizliğin korktuğunuz şeyden sizi uzaklaştırmak ya da korumak yerine daha da yaklaştırdığını yani o korktuğunuz şeyi kendinize çektiğinizi hatırlatın. Bunun yanında bu güvensizlik duygunuzun altında yatan sebebin ne olduğunu düşünüp, aslında bu kadar güven problemi yaşamanızın karşılanmamış hangi çocukluk ihtiyacınız ile alakalı olduğunu keşfetmeye çalışın ve kendinizle ilgili ipuçları yakalayın.
Özgüveninizi geliştirecek çalışmalar yapın. Özgüveninizi geliştirebilmek için değişik gevşeme teknikleri öğrenin. Sık sık yürüyüşe çıkın. Kendinize nasıl bir kıskançlık döngünüzün olduğunu sorun ve değişik stratejiler bulun.
En önemli nokta ise; hayatta yalnız kalma ihtimalinizin her zaman var olduğunu kabul etmek ve bu fikirle barışmak. Yalnız olmanın sevilmediğiniz anlamına gelmeyeceğini öğrenin ve kavrayın. Tek başına da güvende olabilirsiniz. Partneriniz sizden ayrıldıktan beraber olacağı kişiyi sizden daha yetenekli, daha güzel, daha zeki olduğu için seçmeyecek. Kadın veya erkek olmanız önemli değil. Unutmayın, sizin dışınızdaki tüm hem cinsleriniz sizin rakibiniz değil ve tüm dünya birlik olup sizin partnerinizi elinizden almak için çabalamıyor.
İlişkideki aşırı kıskançlık duygusunun temelinde ‘değersizlik’ ve ‘sevilmeye layık olmama’ temel inancı yatmaktadır. Kıskançlık adına yaptığınız davranışlarınızın bilinçaltınızdaki yansımalarından biri, aslında o kişinin siz onu görünmez bir zincirle kendinize kelepçelemediğiniz taktirde asla sizinle olmayacağı korkusunu hissetmenizdir.
Yani ‘ben kendi içimde o kadar sevilmeye layık değilim ki ,bu kişi ben onu bu kadar kısıtlamaz yada sıkmazsam asla benimle olmayı seçmez’ ‘kendi iradesiyle benimle olmaz bu yüzden ona asla nefes aldırmamalıyım’ ‘onu boş bıraktığım her an beni terk edebilir çünkü beni sevmesi için hiç bir sebep yok’ ‘ancak gözümü dört açar ve çok dikkatli davranırsam beni aldatmaz yoksa her an başkasını tercih etmeye hazırdır’ gibi sinyaller yayarsınız zihninizde.
Dolayısıyla bu durum sizi kendi içinizde değersizleştirir ve kendinizden nefret eder hale gelebilirsiniz. Bu oldukça sağlıksız ve duygu durumunuzu bozacak bir düşünce girdabıdır.
Şimdi bir düşünün bakalım, belki de bu durum sizin gözlüğünüzün camından böyle gözüküyor. Dışardan gözüken manzara sizin gördüğünüzden çok farklı. İşte o gözlüğün camını değiştirmek için destek almaktan çekinmeyin. Kıskançlıkla birlikte hem ilişkinize hem kendinize zarar verme davranışını değiştirmek sizin elinizde.
‘Kadının ilk kıskançlığı, ihtiyarlığa ilk adımıdır.’ Peyami Safa
- Görüntülü1100.00 TL
- Sesli1050.00 TL