Meme Kanseri ve Psikoloji (1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı)
MEME KANSERİ NEDİR?
Meme kanseri; Memede bulunan hücrelerinin mutasyona maruz kalıp değişiklik göstermesi ve kontrolsüz üreyerek tümör adı verilen kanserli doku kitleleri oluşturması anlamına gelir. Meme kanseri hem erkeklerde hem de kadınlarda görülen bir kanser türüdür. 45 yaş üstü kadınlarda daha yaygındır fakat ve yeni doğum yapan annelerde ve genç yaştaki kadınlarda da meme kanseri görülmektedir.
Meme kanserinin yaygın olarak görülen ilk ve en erken belirtileri göğüs bölgesinde hissedilen yeni bir şişlik, yumru ve kalınlaşma durumudur. Meme kanseri; mamografi yöntemiyle erken teşhis edilip tedavi edilirse kişinin hayatına sağlıklı bir şekilde devam etme şansı yükselir.
MEME KANSERİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Meme kanserinin ilk belirtisi meme bölgesinde hissedilen yumru şeklinde bezeler ve şişliktir. Ayrıca memenin dış görüntüsünde de zaman zaman bozulmalar meydana gelebilir;
- Bir memenin diğer memeden renk, duruş ve cilt kalitesi bakımından farklı olması gibi
- Memede şişlik, ağrı, sertleşme ve kızarma görülmesi
- Meme ucunun içeri çekilmesi
- Meme ucunun çevresindeki pigmentli bölgede soyulmaların görülmesi
- Memede tahriş ve çukurlaşmanın görülmesi
- Meme ucundan gelen kanamalı akıntının olması
- Koltuk altında devamlı şişlik görülmesi.
MEME KANSERİ NASIL TEŞHİS EDİLİR?
Meme kanserinde erken teşhis çok önemlidir. Erken teşhis tedaviyi daha kolay kılmakla birlikte başarılı sonuçlar elde edebilme yüzdesini de arLrır. Hastalığın teşhis edilmesinde hastanın hangi evrede olduğu çok önemlidir. Evre (0) da olan bir hastada tedavinin başarı ile sonuçlanması % 96, evre (2) de başarı oranı % 93, Evre (3) de başarı oranı % 85 olarak görülmektedir. Meme kanserinde erken müdahale her zaman başarı oranını arLrmaktadır.
Mamografi
40 yaşın üzerindeki kadınların yıllık mamografi çektirmesi hastalığın erken teşhisinde büyük önem taşımaktadır. Bu sayede memedeki kitle çok fazla büyümeden erken müdahale yapılabilir.
MEME KANSERİ & PSİKOLOJİ
Meme kanserinin oluşumda genetik ve fizyolojik etkilerin yanı sıra psikolojik faktörlerde önemli rol almaktadır. Depresyon, endişe ve kaygı bozukluğu gibi rahatsızlıklar hem hastalığın oluşumunu hem de tedavinin gidişatını etkilemektedir. Özellikle Depresif bozukluklar bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olduğu için hastalığın ortaya çıkmasında ve ilerlemesinde önemli derecede etkilidir. Buna ek olarak, hastalıkta oluşan ağrı ve acıların kaynağının yine depresyon olduğu bilinmektedir ve depresyon ağrının sıklığını ve şiddetini arLrmaktadır.
Endişe ve kaygı bozukluğu ise kişide stres faktörünü tetiklemektedir ve stres günümüzde bir çok hastalığın başlıca kaynağı olarak görülmektedir. Kişi stres yönetiminde başarılı değilse bu durum bir çok hastalığın oluşumuna zemin hazırlar. Tüm bunların yanı sıra, psikolojik rahatsızlıkların kanser hastalığı üzerinde etkisi olduğu gibi kanser hastalığının da insan psikolojisi üzerinde etkileri vardır çünkü kanserli hücrelerden salgılanan toksik maddeler beyin biyokimyasının bozulmasına neden olur ve psikiyatrik sorunlara yol açar. Onkoloji Enstitüsü Psikososyal Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr.
Sedat Özkan meme kanserini "Meme kanseri, benlik saygısını, cinselliği, yaşamı ve kadınlığı tehdit eden bir kriz durumudur." Şeklinde tanımlamıştır. Mastektomi, yani organ kaybının kadın psikolojisi üzerinde birçok olumsuz etkisi bulunmaktadır. Meme, kadınlık ve cinsellik anlamıyla bağlantılı olduğu için bu organın kaybı kişide endişe ve kaygı yaratmaktadır. Diğer bir deyişle, mastektomi, kişi de ciddi bir kayıp duygusu uyandırır ve kişinin işlevlerini, beden imajını, özgüvenini, kendi vücudunu algılayışını, psikolojik durumunu ve çevre ile ilişkilerini etkiler.
Meme kanseri olan kadınlarda en yoğun olarak gözlemlenen kaygılar; aile yakınlarından ve sosyal çevrelerinden ayrılma kaygısı, estetik kaygıların yol açmış olduğu sevgi, ilgi, destek ve onayı kaybetme korkusu, vücut üzerindeki denetimini kaybetme ve cinsel yaşamında doyum sağlama - doyum alma kaygısı olarak sıralanmaktadır.
Mastektomi sonrasında görülen en şiddetli psikiyatrik bozukluklar ise; depresyon, endişe ve kaygı bozukluğu, uyum güçlükleri, cinsel güçlükler ve fobik tepkiler olarak sıralanmaktadır.
PSİKOLOJİK DESTEK PROGRAMI
Bu programda kanserle mücadele eden kişiler için ilaç tedavisinin yanı sıra psikoterapi ve stresle mücadele edebilme desteği sağlanmaktadır. Moral ve motivasyon desteği almak kanserle mücadelede çok önemlidir. Kişinin almış olduğu psikolojik destek sayesinde baş edebilme gücü artmakta ve bu durum tedavinin başarıyla sonuçlanmasına önemli derecede katkı sağlamaktadır.
- Görüntülü1400.00 TL
- Sesli1400.00 TL