Narsist Kime Denir?
Narsisizm son zamanlarda çok konuşulan ve merak edilen konulardan biri. İnsanlar iletişim ya da ilişki kurmakta zorlandıkları herkesin narsist olduğunu düşünüyor. Çevremizde eşine, kendine, iş arkadaşına narsist tansı koyan birçok kişiyle karşılaşıyoruz. Temelde narsistik kişilik bozukluğu ciddi bir kişilik yapılanmasıdır. Herhangi bir kişilik bozukluğu tanısı ise sadece uzmanlar tarafından konabilir. Peki kim bu halk arasında narsist diye tanımladığımız kişiler? Bu kişileri narsistik kişlik bozukluğu tanısı olan insanlardan ayıran neler?
Öncelikle narsistik kişilik bozukluğunu inceleyelim. Narsistik kişilik bozukluğunda kişi sürekli büyüklenmeci bir tavır içindedir. Başarı, para, zeka ya da güzellik gibi kendisinin başka insanlardan üstün olmasını sağlayacak ve kendisine güç getirecek şeylerin peşindedir. Başkalarının ne hissettiği onun için pek önemli değildir. İlişikileri yüzeyseldir ve çoğunlukla kendisi için statü artırma işlevi görür. Kendisi gibi üstün gördüğü ya da onun prestijini artıracak kişilerle romantik ilişki kurar. Herkes tarafından beğenilmek ve övülmek ister. Bu yüzden insanlara karşı yine yüzeysel bir iyi olma hali vardır. Yalan söyler, manipüle eder. Bencil ve tutarsız davranışlar sergiler. Başkaları için konulmuş yasak ve kurallar onun için geçerli olmadığını düşünebilir.
Aslında hepimizin içinde bir miktar narsizm var. Bu narsist yapı, benlik algımızı zedeleyici durumlarda benliğimizi koruma işlevi görüyor. Halk arasında narsist diye isimlendirdiğimiz kişiler ise genelde iletişim kurmakta zorlandığımız, bizi pek umursamayan, inatçı, duygusal yakınlık gösterme konusunda tutarsız olan, manipüle edici davranışları olan ve ilişkilerde bencil ya da aşırı dominant kişiler oluyor. Bu kişilerle ilişki sürdürmek çoğu zaman yorucu ve tüketici olabiliyor. Fakat tabi ki bu durumun böyle olması o kişide narsist kişilik bozukluğu olduğunu göstermiyor.
Peki bir uzman tanısı olmadan, günlük kullanımda çevremizdekilere narsist dememizin işlevi ne olabilir? Burada devreye savunma sistemleri giriyor. Aslında sömürüldüğümüzü hissettiğimizde, karşımızdakini narsist olarak tanımlamak kendimizi korumamıza fırsat veriyor olabilir. Bize zor bir ilişkide olduğumuzu hatırlatıp bizi tükenmekten koruyabilir. Zarar verici ilişkileri normalleştirmemizin önüne geçebilir. Sanırım bu yüzden “narsist” kelimesinin halk arasında kullanımı yaygınlaşıyor. Fakat burada farklı bir tehlike beliriyor. İnsanlar ilişkilerde zorlandıkları zaman partnerlerini narsistlikle suçlayıp, problemlerde onlara düşen sorumluluktan kaçabiliyor. Ya da mağdur rolüne girip, her an o ilişkide kalma seçimini yaptıklarını görmezden gelebiliyorlar. Bu yüzden de kendilerini geliştirme ve hatalarından ders alma şanslarını kaybedebiliyorlar. Böylece problemler tekrar tekrar yaşanıyor. Yani sonuç olarak karşımızdakini narsist olarak tanımlamanın hem avantajları hem de dezavantajları olabiliyor.
