Sessizlik Savaşıdır Küsmek
İncindiğimiz, kırıldığımız, kızdığımız zaman insanlardan uzak durmak bazılarımızın sık tercih ettiği bir başa çıkma yöntemidir. Konuşma dilinde bu tutuma “küsmek” de diyebiliriz. Neredeyse bir refleks kadar hızla ortaya çıkar. Aramaz, konuşmayız. Koparız ve uzaklaşırız o kişiden veya kişilerden.
Çocukluğunda küsmeye çok maruz kalan kişi yetişkin olduğunda o da, ya küsen ya da küseni yok sayan oluyor.
Küsme davranışı pek çok kişide cezalandırılma algısı yaratır. Çoğumuz cezalandırılmaya karşı oldukça hassas oluruz. Sizi kıran davranışı ne olursa olsun, karşılığında çocukken anne babasından gördüğü bir cezalandırma davranışı o kişide yoğun incinmeye ya da öfkeyle misilleme davranışına götürür.
Öfke ile küsme tepkimizden hemen önce incindiğimiz noktayı iyice anlamamız iyi bir başlangıç olabilir. Hangi ihtiyaçlarım engellendi? iyi bir başlama sorusudur.
•Sevilme,
•Saygı duyulma
•Çaresiz hissetme..
Çoğu sıkıntımız bu üç başlık altında toplanır. Dolayısı ile, önemli olan açık iletişim ile duygularımızı ifade etmektir. Yaralandığınız noktayı iyi anlarsak, iyi de ifade edebiliriz.
- Bu davranışın bana kendimi sevilmez biri olarak hissettirdi.
- Bu davranışın bana kendimi saygıya layık biri olmadığımı hissettirdi ve üzüldüm.
- Bu davranışın bana kendimi çaresiz hissettirdi. Ne yapacağımı bilemedim.
Eğer anlamlı bir ilişkide isek, karşımızdaki kişi bu cümlelerde sizin ne yaşadığınızı daha iyi olarak anlayacaktır ve zihnini size yardımcı olmak için kullanacaktır. Gerçek duyguyu ifade edememek küsme, tahammülsüzlük, öfke patlaması gibi işlevsel olmayan şekillerde dışarı çıkabiliyor. Eğer kendinizi tam olarak anlattığınızı düşündüğünüz halde bir gelişme olmazsa, belki de doğru durakta beklemiyorsunuz demektir.
Sevgiler