Sindrella Kompleksi

Bugün blog yazıma hepimizin çokça duyduğu bir masalı anlatmakla başlamak istiyorum. Üvey annesi ve üvey kardeşi tarafından aşağılanan, hor görülen Külkedisi bir peri sayesinde büyük bir baloya katılır. Baloda ülkenin en büyüklerinden olan kralın oğlu Prens de bu baloda yer alır. Baloda, bizim Külkedisi ve Prens tanışırlar. Geç olmadan eve dönmek zorunda olan Külkedisi, balodan uzaklaşırken ayakkabısının tekini düşürür. Prens de ayakkabının tekini alır ve tüm ülkede bu ayakkabının sahibi olan Külkedisini aramaya başlar. Ve, en sonunda Prens ayakkabının sahibi olan Külkedisini bulur ve sonsuza dek mutlu yaşarlar.

Genellikle masalların sonu güzel bittiği için bu masalda böyle sonlanmıştır. Fakat bu hikayenin arkasından sorulması gereken bazı sorular vardır? Külkedisi gerçekten mutlu oldu mu ? Farklı hayatlar yaşayan iki kişi şimdi birbirlerine ayak uydurabiliyor mu ? Zengin-fakir aşkı gerçek olur mu? vb gibi sorular mevcuttur.

Bazen bazı kadınlarda kendilerinin beyaz atlı prenslerini bekliyorlar. Hayatta zor şartlar altında yaşayan insanlar , sanki güçlü birisi gelecek ve o kişi onu tüm zorluklardan kurtaracak ümidiyle bekleyiştedirler. Peki kadınların gerçekten beyaz atlı prenslere ihtiyaçları var mıdır?

Çocukluk yıllarında, kırılgan ve korunmaya muhtaç bireyler olarak yetişen kadınlarda bu komplekse sahip olması çok normal bir durumdur.

Hangi tip kadınlarda Sindrella kompleksi görülür?

Neden olarak spesifik bir durum belirtilmese de, neden olabilecek bir kaç farklı neden sıralayabiliriz;

●      Zor koşullardan çıkmak için kurtarıcı partneri bekleyenler,

●      Evlendikten sonra kariyerini ikinci plana atan kadınlar,

●      İlişki bağımlılığına sahip bireyler,

●      Yetersizlik inancına sahip bireyler,

●      Kurban rolündeki bireyler,

●      Kendi başına bir şeyler yapmaktan endişe duyan bireyler de görülme olasılığı mevcuttur.

          Burada odaklanmamız gereken durum her ne olursa olsun, kötü olaylar da geçirsek, kötü bir durumun içinde olsak bile , bazen birilerinin bizi kurtarmasını beklememeliyiz. Varoluşumuzda başkalarıyla var olmadık, o güç ve irade bizim kendi içimizde saklı. Sadece bazen doğru zaman ve doğru yerde açığa çıkarmalıyız. .