Uykusuzluk ve Depresyon
Uykusuzluk, uykuya dalmayı zorlaştıran, uyumayı zorlaştıran veya çok erken uyanan ve uykunuzu geri alamadığınız yaygın bir uyku bozukluğu olarak tanımlanır. Uyandığınızda hala yorgun hissedebilirsiniz. Uykusuzluk sadece enerji seviyenizi ve ruh halinizi değil, aynı zamanda sağlığınızı, iş performansınızı ve yaşam kalitenizi de azaltabilir. Uykusuzluk çekenler sürekli uyuyamamaktan şikayet ederler. Depresyonu açıklamak gerekirse; çeşitli şikayetlerle kendini gösteren bir akıl hastalığıdır. Kalıcı depresif duygudurum belirtileri, ağrı, düşünmeyi engelleme, ilgi kaybı, uykusuzluk ve iştahsızlık insanların hayatını olumsuz etkileyen şeylerdir.
Uykusuzluk ve depresyon birbirine bağımlı bir ilişkiye sahiptir. Bu ilişki aynı ipe bağlı iki eşek gibidir. Sağlıklı bir zihin ve vücudu korumanın en kolay yolu kaliteli uykudur. Uykusuzluk sadece depresif belirtilere yol açmaz, aynı zamanda kilo alımı (obezite), zihinsel rahatlama (meditasyon, yoga) gibi sağlıkla ilgili diğer faktörlere de yol açar ve uykusuzluğun tedavisi ile depresyon tedavi edilebilir.
Pek çok depresif insan uyku bozuklukları yaşar. Çeşitli uyku bozuklukları olan popülasyonlarda depresyon olasılığı çok yüksektir. Çalışmalar arasında uykusuzluk; depresyonun şiddetini ve tekrarlama sıklığını etkilediğini göstermiştir. Son zamanlarda yapılan çalışmalarda, uykusuzluk müdahalesi ile depresyonun olumlu yönde azaltılabileceği ve önlenebileceği belirlenmiştir. Duygusal ve uyku bozuklukları evrenseldir. Depresyon hastalarının %90'ında uyku bozukluğu vardır. Majör depresif bozukluğu olan hastaların %40'ında uykuya dalma sorunu vardır. Bu hastalar gece boyunca sık uyanma ve sabah erken uyanma yaşadılar. Uyku sorunları bazen tedavinin yan etkisi ya da depresyon belirtisi olabilir.
Uykusuzluk depresyonu etkiledikten sonra obeziteye yol açabilir. Depresyon hastalarının depresyon beden kitle indeksi ile uykusuzluk arasında bir ilişki olduğu gözlemlenmiştir. Yeni bir meta-analizin sonuçları, obezite ve depresyonun yakından ilişkili olduğunu ve bir artışın diğerinin riskini artırdığını göstermiştir.
Ancak obezite-depresyon bağlantısını oluşturmak için hem biyolojik hem de psikolojik yolaklara ihtiyaç vardır. Biyolojik faktörlerden dolayı kişi obez veya fazla kilolu ise ancak kendine güvenen ve bedeniyle barışık ise depresyona girmeyebilir, ancak depresyona eğilimi olmayan bir kişi için en iyi tahmin, gelecekte depresyona girme olasılığının düşük olmasıdır.
Uykusuzluğun depresyonla nasıl ilişkili olduğunu anlamak kolaydır. Stanford Üniversitesi araştırmacıları durumu şöyle açıklıyor; Kronik uyku kaybı, depresyonun ayırt edici özelliklerinden biri olan yaşamdan alınan zevkin kaybolmasına neden olur. İnsanlar uyuyamadıkları için gergin ve endişelidirler. Anksiyete, depresyon potansiyelini artırır. Gerçekten de, en son bulgular, uykusuzluğun genellikle depresyondan önceki dönemde kendini gösteren yararlı bir uyarı işareti olduğunu gösterdi. Uykusuzluğun kötüleşmesi de depresyonun bir işareti olabilir. İnsan vücudu uykusuzluk çektiğinde depresyona girer. Bu zorluk insanların gün içindeki çalışma verimini ve yeme verimini etkiler. Uykusuzluk genellikle ruh sağlığını bozar. Bunun en büyük örneği; Bu depresyon. Uykusuzluk durumunda çok dengesiz uyku düzenleri ve sık uyanmalar gözlemlenebilir. Uykusuzluğun neden olduğu depresyon ile birlikte insanların başına çok kötü olaylar gelebilmektedir. Örneğin; umutsuzluk, kendine değer verme, artan suçluluk duygusu... Bunlar, insanlara kendi kontrollerini kaybettiklerini düşündüren şeylerdir. Kişi uyuyamadığında gündüz aktiviteleri, kaygı ve uykuya dalma eğiliminde azalma olur. Depresyon tedavileri duygudurum bozukluklarının şiddetine göre belirlenir. Terapistler ve antidepresanlar ile konsültasyon depresyon tedavisinde çok etkilidir. Konuşma terapisi uykuya dalmayı kolaylaştıran bir tedavidir. Hormonlar, çeşitli antidepresanlar ile uyku bozukluğunu ve depresyonu tedavi edebilir. Doktorların sedatif ve antidepresanları veya uyku ilaçları kişilerin uykuya dalmasına yardımcı olur ve onları daha kolay hale getirir. Bir kişiye klinik depresyon teşhisi konulursa, kişi uyumakta veya uyumakta zorluk çekebilir. Bunun nedeni, uyku eksikliği ve depresyon arasındaki kesin bağlantıdan kaynaklanmaktadır. Depresyonun en büyük belirtilerinden biri uykuya dalmakta güçlük çekmek veya uyuyamamaktır. Uykusuzluk sorunu Amerika Birleşik Devletleri'nde her üç kişiden birinde mevcuttur. Yapılan araştırmalarda kadınların erkeklere göre daha fazla uykusuzluk çektiği görülmektedir. Ve insanlar yaşlandıkça, uykusuzluk sorunları artıyor ve daha yaygın hale geliyor. Depresyon için bir araya gelen bu örneklerin hepsi tedavi edilebilir olduklarını kanıtlamak içindir.
Çoğu uzman, bir yetişkinin yedi ila dokuz saat arasında uyumasını önerir. Klinik depresyonun bir başka belirtisi de çok fazla uyuma veya sürekli uyku isteğidir. Sadece bir uyku bozukluğu depresyona neden olmaz, depresyon gelişiminde sadece uyku eksikliği rol oynar. Ancak bir kişinin uzun süre uyuyamaması, depresyonda olduğunun sadece bir ipucudur. Üzülmek, kendini değersiz ve çaresiz hissetmek her insanın başına gelebilecek duygulardır. Ve bu tür durumlar sizi normal hayata kısıtlayabilir. İnsanların uyku düzenleri bozulduğunda veya yetersiz kaldığında pek çok sorun ortaya çıkabilmektedir. Örneğin ; gerginlik, dikkat kaybı ve sinirlilik gösterir. Fiziksel rahatsızlıklarda uykusuzluğu tetikler. Kötü uykuda uyumak yorgunluğun en büyük faktörüdür. Sportif aktivitenin kalitesi bile uyku durumumuzu etkileyen faktörlerden biridir.
Bazı hayati ipuçları, uykusuzluğun neden olduğu depresyona girmememizi sağlar. Bu ipuçları en güzeli ve benim uyguladığım; Meditasyondur. Meditasyon ile düşünceleri etkisiz hale getiren kaygıdan uzaklaşabiliriz. Meditasyon, güzel konular üzerinde düşünmemizi ve odaklanmamızı sağlar. Düzenli egzersiz, uyku bozukluğunu ortadan kaldırabilecek faktörlerden biridir. Amigdala, beynimizde korku ve stresin açığa çıktığı yerdir. Ayrıca beyinde meditasyon, empati, duyguların kontrol bölgesi, sevginin merkezi değişir ve olumlu etkiler. Günde sadece on dakikanızı alacak meditasyon ve nefes egzersizleri bile yaşam kalitenizi artırır. Meditasyonla birlikte bilişsel ve fizyolojik gelişmeler geliştirerek depresyon ve uykusuzluğa karşı bir savunma sistemi oluşturuyoruz.
Kafein ve nikotin gibi beyni kullanmayan dış etkenler kullanılıyorsa akşamları endişe en aza indirilebilir. Yoga ve nefes terapisi solunum yollarına iyi gelir ve uyku bozukluğunu önler. Yatmadan hemen önce ılık bir duş vücudu serinletir ve rahatlama sağlar. Yatak odasının karartma ve ışığı azaltma tekniği hem sağlık hem de uyku için olumlu bir etkendir. Zihinsel Rahatlama Aktiviteleri (meditasyon ve yoga) Zihninizde ışık hızında dönen düşünceleri susturmayı öğrenmek, hem gün içindeki stres seviyenizi artırmadan hem de uykuya dalmadan önce size yardımcı olacak en etkili yöntemlerden biridir. Stresle başa çıkmayı öğrenmek uykusuzluğunuzu tedavi etmede yardımcı olur.
- Görüntülü1100.00 TL
- Sesli1050.00 TL