Yaşamımızın Sorunu; Toksik Pozitiflik
Toksik pozitiflik, olaylar karşısında tek doğru ve iyi gelecek davranışın “pozitif düşünmek” olduğu bakış açısıdır. Toksik pozitiflik yaşanılan olumsuz bir duyguyu görmezden gelmek ya da reddetmektir. Hissedilen duygular hissedilmemeye çalışılır üzüntü yerine mutluluk, öfke yerine durgunluk gibi sahte maskeler takılır olumsuz hisler yerine olumlu hisler geçirilir. Toksik pozitiflik olarak adlandırılan bu kavramı, Brigham ve Kadın Hastanesi’nden Klinik Psikolog Natalie Dattilo şöyle açıklıyor: “Pozitif bir düşünce yapısını oturtmak güçlü bir baş etme mekanizması olsa da; toksik pozitiflik, kötü bir durumla başa çıkmanın en iyi ya da tek yolunun negatife odaklanmamak olduğu fikrinden doğar. Bu, bizim negatif duygusal deneyimlerin değerini küçümsememizden ve pozitif olanlara fazla değer biçmemizden kaynaklanıyor. Çok fazla dondurma yerseniz bu güzeldir ve size gerçekten iyi gelir. Ancak fazla kaçırırsanız sizi hasta eder. Ya da o an istemeyen birinin yüzüne dondurmayı boca ettiğinizi düşünün. Bu, onları iyi hissettirmeyecektir.”
Birey var olan duygusunu reddetmesinden kaynaklı rol yapmaktadır. Hissettiklerimizi görmezden geldiğimizde bu duygularımızdan kurtulamayız. Sadece üzerini örterek hissettiklerimize izin vermeyiz. İçinde bulunduğumuz duyguları kabul etmezsek bu duygular bize psikolojik olarak zarar verebilir. Çünkü sürekli olarak iyi olduğumuzu hissetmeye yönelik kendimizi bastırdığımız için daha sonra güçsüz kalmamıza sebep olabiliriz. Çünkü birey hayatındaki olumsuzlukları reddetmeye başladığında bu durum bireyi kendinden ve gerçeklerinden uzaklaştırmış olur. Unutmayın ki kendimizi ne kadar çok tanırsak yaşamımıza o kadar sağlıklı devam edebiliriz. Hayatın içinde birçok duygu vardır. Acı ve hüznü de yaşamamız gerekir. Birey yüzleşmeyi reddettiği her duygunun içinde daha çok büyütmektedir. Pozitif düşünebilmek ve karamsarlıktan uzak durmak ruhsal açıdan tabiki de önemlidir. Toksik pozitiflik de bahsedilen olumsuz düşüncenin yararlı olduğu değil insanların kendilerini her zaman iyi hissetmemeye hakkı olabildiğidir. Yaşadığımız her duyguyu hissetmemize izin vermek kolay olmayabilir. Fakat yaşadığımız her zorlu sürecin yaşamımıza bir şeyler kattığını ve bu zorluklardan sonra hayatımızın yeniden şekillendiğini unutmamak gerekir.
