Zihin Bastırılmış Duyguları Yönetemez!
Birey yargılanacağı düşüncesiyle, bazen sadece karşımızdaki üzülüp, kırılmasın diye, bazen duygularımızı ifade etmemiz zayıflık göstergesi olur diye, bazen kültürümüzde olan nazar değer endişesiyle ve bazen de o duyguyu yaşamak ve onunla mücadele etmek istemediğimiz için duygumuzu erteler, bastırırız. Çoğu zaman duyguyu bastırmak, o duygunun yönetilebilmesiyle karıştırılıyor, bastırılan duygular bir süre her şey yolunda izlenimi veriyor. Yalnızca yaşanan anı kurtaran bazen farkında olduğumuz bazen de farkında olmadan yaptığımız, zamanla içimizi doldurup taşıran duygu bastırma yöntemi bize sayısız zararlar veriyor. Zaman ayarlı ufak bombalar gibi, uygun bir gelecekte, zamanı geldiğinde tükenmişlik, enerjisizlik,öfke patlamaları, derin mutsuzluk hisleri, cilt ve deri hastalıkları ya da sebepsiz bedensel ağrılar gibi fiziksel belirtilerle kendini gösterebiliyor..
Duygularımızı anlamak bize peşinden gelen davranışımızı da anlama fırsatı verir. Herkes yaşanılanları kendi duygularına göre süzgeçten geçirir. Bu da herkesin niçin olaylar karşısında farklı davrandığını açıklar. Bizim kendi deneyimlerimiz dünyayı özel ve tek olarak görmemize yol açar. Her bir durum iç dünyamızda farklı duygular uyandırır. Bu yüzden kendimizi bilmek nasıl davranacağımızı anlamamıza neden olur.
Ne hissettiğimizi bildiğimiz zaman, duygularımıza şekil verebilir ve onları bünyemizde sindirebiliriz. Kendimizi dinlediğimiz zaman, bütünleyici ve anlaşılır bir şekilde davranışlarımızı anlayabilir, yönetebilir, duygu durumumuzu başkalarının insafına, bakış açısına bırakmamış oluruz.
Duygu düzenleme becerisi bir uzman yardımıyla, duyguları bastırmamak, kabul etmek ve bu duygulara uygun davranışlar geliştirmek için öğrenilebilir bir beceridir.
İç dünyanızda neler olduğunu bilmek, kendimize kulak vermektir. “Reddettiğiniz şey size teslim olur. Başımıza gelen her şey doğru anlaşılırsa, bizi kendimize götürür.”
– Carl Jung
Sevgiler .